Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis'in Pazartesi günü sabah saatlerinde hayatını kaybettiği bildirildi. Papa Francis'in vefatını takip eden dokuz günlük yas dönemi ve cenaze töreninin ardından Katolik Kilisesi'nde bir sonraki konklavı (Kardinaller Meclisi) toplanacak.
Halka açık olmayan bu gizemli süreç, Vatikan'daki Sistine Şapeli'nde gerçekleştirilecek.
Burada Kardinaller Meclisi, kilisenin bir sonraki başkanını seçmek üzere bir araya gelecek. Kurallara göre, 22 Ocak 2025 itibariyle 252 kardinal arasından 138 seçmen bulunuyor. Gizli oylamaya sadece 80 yaşın altındakiler katılabiliyor.
Bir kardinal oyların üçte iki çoğunluğunu alana kadar her gün dört tur oylama yapılıyor. Süreç ortalama 15 ila 20 gün arasında sürebiliyor.
Bir konklavın ne kadar sürebileceğine dair herhangi bir kural bulunmuyor.
1939 yılında Papa 12. Pius'u seçen konklav sadece bir gün sürmüştü. Kayıtlara geçen en uzun konklav ise 1268 yılında İtalya'nın Viterbo kentinde başlamış ve dokuz yılda sonuçlanabilmişti.
Papa Francis iki günde yapılan beş oylamanın ardından, Benedict ise iki günde yapılan dört oylamanın ardından seçilmişti.
Peki, bu kez olası adaylar kimler?
Kardinal Peter Erdo
Budapeşte ve Macaristan başpiskoposu 72 yaşındaki Peter Erdo'nun 2005 ve 2011 yıllarında iki kez Avrupa Piskoposluk Konferansları Konseyi başkanlığına seçilmesi, en büyük seçmen bloğunu oluşturan Avrupalı kardinallerin saygısını kazandığını gösteriyor.
Bu sıfatla Erdo, birçok Afrikalı kardinalle tanıştı çünkü konsey Afrikalı piskoposların konferanslarıyla düzenli oturumlara ev sahipliği yapıyor.
Kardinal Reinhard Marx
Alman piskoposlar konferansının eski başkanı 71 yaşındaki Marx, Alman kilisesinde din adamlarının cinsel istismar skandalına yanıt olarak 2020'de başlayan tartışmalı "sinodal yol" diyalog sürecinin güçlü bir savunucusuydu.
Sonuç olarak, bekarlık, eşcinsellik ve kadınların atanması gibi konuların tartışılmasını içerdiği için süreci kilise birliğine tehdit olarak gören muhafazakarlar tarafından şüpheyle karşılandı.
Marx, 2021 yılında Alman kilisesinin korkunç taciz sicilini telafi etmek için başpiskoposluktan istifa etmeyi teklif ettiğinde manşetlere çıkmış, ancak Francis istifayı reddetmiş ve ona görevde kalması gerektiğini ifade etmişti.
Kanadalı Kardinal Marc Ouellet
80 yaşındaki Marc Oullet, 10 yılı aşkın bir süre Vatikan'ın etkili piskoposlar ofisini yönetti ve dünyanın dört bir yanındaki piskoposluklara başkanlık edecek potansiyel adaylar için kilit takas merkezini denetledi.
Merhum Papa Francis, Ouellet'i Papa 16. Benedikt tarafından atanmış olmasına rağmen 2023 yılına kadar görevde tuttu ve böylece Alman papa tarafından tercih edilen daha doktriner piskoposların seçilmesine yardımcı oldu.
Francis'ten daha muhafazakâr olduğu düşünülen Ouellet, yine de Papa Francis'in piskoposların sürülerinin "koyunları gibi kokması" gerektiği inancını yansıtmak için pastoral düşünen piskoposlar seçti.
Kardinal Pietro Parolin
70 yaşındaki İtalyan Pietro Parolin, 2014'ten bu yana Francis'in dışişleri bakanı ve Katolik hiyerarşisindeki önemi göz önüne alındığında papa olmak için en büyük adaylardan biri olarak görülüyor.
Deneyimli diplomat, Vatikan'ın piskopos adayları konusunda Çin ile yaptığı tartışmalı anlaşmaya nezaret etti. Ayrıca Vatikan'ın Londra'daki bir emlak girişimine yaptığı ve 2021'de başka bir kardinal ve dokuz kişinin yargılanmasına yol açan hatalı yatırıma karıştı ancak suçlanmadı.
Eski bir Venezuela büyükelçisi olan Parolin, Latin Amerika kilisesini iyi tanıyor. Francis'in geleneğini devam ettirecek biri olarak görülebilir ancak daha ağırbaşlı ve çekingen bir diplomatik içeriden biri olarak, art arda üç yabancıdan (John Paul II / Polonya, Benedict / Almanya ve Francis /Arjantin) sonra bir İtalyan'ı papalığa geri getirebilir.
Kardinal Robert Prevost
ABD'nin halihazırda sahip olduğu jeopolitik güç göz önüne alındığında Amerikalı bir papa fikri uzun zamandır tabu olarak görülüyordu. Ancak 69 yaşındaki Chicago doğumlu Robert Prevost bir ilk olabilir.
Önce misyoner sonra da başpiskopos olarak Peru'da geniş bir deneyime sahip olan Prevost, şu anda Vatikan'ın dünya çapında piskopos adaylarını incelemekten sorumlu güçlü piskoposlar manastırının başkanlığını yürütüyor.
Francis'in yıllardır gözünün üzerinde olduğu belliydi ve 2014 yılında onu Peru'nun Chiclayo piskoposluğunu yönetmesi için gönderdi.
Bu görevi 2023 yılına kadar sürdürdü ve Francis onu şimdiki görevi için Roma'ya getirdi.
Kardinal Robert Sarah
Vatikan'ın 'ayinler ofisinin' emekli başkanı 79 yaşındaki Gineli Robert Sarah ise uzun zamandır Afrikalı bir papa için en iyi seçenek olarak görülüyordu.
Muhafazakârlar tarafından sevilen Sarah, John Paul II ve Benedict'in doktriner ve litürjik düşünen papalıklarına bir dönüş sinyali verecekti.
Daha önce Vatikan'ın hayır kurumu Cor Unum'un başında bulunan Sarah, Papa Benedict ile birlikte Latin Riti rahipleri için bekarlığın sürdürülmesinin “gerekliliğini” savunan bir kitap yazdıklarında Papa Francis ile birkaç kez çatıştı.
Kitap, Francis'in Amazonlar'daki rahip açığını gidermek için evli rahiplere izin verip vermemeyi tartıştığı sırada ortaya çıktı.
Kardinal Christoph Schoenborn
Avusturya'nın Viyana kentinin başpiskoposu olan 80 yaşındaki Christoph Schoenborn, Papa Benedict'in öğrencisiydi ve bu nedenle kağıt üzerinde muhafazakârlara hitap edecek doktriner akademik özelliklere sahip görünüyor.
Ancak Papa Francis'in en tartışmalı hamlelerinden biriyle ilişkilendirilen Schoenborn, Papa'nın boşanmış ve yeniden evlenmiş Katoliklere yönelik yaklaşımını, bazı muhafazakârların iddia ettiği gibi bir kopuş değil, “doktrinin organik bir gelişimi” olarak savundu.
Schoenborn'un anne ve babası o gençken boşanmış, dolayısıyla konu kişisel.
Schoenborn ayrıca, Viyana Başpiskoposu olan selefi de dahil olmak üzere, geçmişte üst düzey cinsel istismarcılara yaptırım uygulamayı reddetmesini eleştirdiğinde Vatikan'ın tepkisini çekmişti.
Filipinler Kardinali Luis Tagle
67 yaşındaki Tagle, Papa Francis'in ilk Asyalı papa olarak seçtiği kişi gibi görünüyor.
Francis, Filipinler'in başkenti Manila'nın popüler başpiskoposunu Vatikan'ın Asya ve Afrika'nın büyük bölümünde Katolik Kilisesi'nin ihtiyaçlarına hizmet eden misyoner evanjelizasyon ofisinin başına getirmek üzere Roma'ya getirdi.
Francis'in Vatikan bürokrasisinde reformlar yapması ve müjdeleme ofisinin önemini arttırmasıyla Tagle'nin rolü daha da önem kazandı.
Anne tarafından büyükannesi Filipinler'e taşınan Çinli bir ailenin üyesi olan ve sık sık Çinli soyundan söz eden Tagle, çocukluğundan bahsederken duygusallaşmasıyla tanınır.
yorumunuz